ÖZET
İnsanlığın son dönemine rast gelip olağanüstü bir hızda gelişen ve değişen bilişimin
kullanılmasıyla işlenen suçların ele alınıp değerlendirilmesi dinamik bir yapıya sahip olan hukuk düzenimiz için elzem olup, bu yazıda da bilişim suçları ele alınmıştır. Gerek yasal düzenlemeler gerekse de içtihatlar çerçevesinde bir çalışma yapılmıştır.
ANAHTAR KELİMELER: bilişim, bilişim suçları, bilişim hukuku,
Giriş
Günümüzde bilişim teknolojileri insan hayatının çok büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Günlük temel bir ihtiyaç olarak kendini gösteren bilişim teknolojilerinin doğuşu, insanlık tarihi ile kıyaslandığında yakın denebilecek bir zamana dayanmaktadır. Doğuşu hala bile muamma olan insanlık tarihi içerisindeki yeri bu kadar yeni olmasına rağmen, insanlar olağanüstü hızlı bir adaptasyon süreci geçirip, bilişim teknolojilerini hayatının merkezine almıştır. Bunun sebebi her ne kadar hayat kolaylaştırıcı pratik etkisi olsa da, bilişim teknolojileri çoğu zaman suç işleme amacıyla da kullanılabilmektedir.
Hayatımıza bu kadar hızlı bir şekilde girip yön verebilecek bir etkiye sahip olan bilişim sistemleri, beraberinde getirdiği problemler sebebiyle yasalarda değişiklikleri ve uyarlamaları zorunlu kılmıştır. Dinamik bir yapıya sahip olan hukuk düzeni, bilişim sistemlerinin hayatımıza kattığı bazı imkanlar sebebiyle bunlara, yani çağa ayak uydurmak zorundadır. Bilişim teknolojileri, hatta daha genel bir ifadeyle teknoloji, her geçen gün insan hayatını bir ağ gibi sarmakta ve artık hayatımızı oluşturan diğer unsurlar teknolojinin çevresindeki yerini almaktadır.
Bilişim teknolojilerinin bu şekilde hızlı bir büyüme göstermesi, bilişim suçları düzenlemelerini ortaya çıkarmıştır. Günümüzde çok büyük bir alana sahip olan bilişim suçları henüz yeni bir düzenleme alanı olduğu için teoride ve uygulama birçok sorunla karşı karşıya kalınabilmektedir. Birçok çalışma ve içtihat çeşitliliği söz konusu olmuştur.
BİRİNCİ BÖLÜM
BİLİŞİM SİSTEMİ VE BİLİŞİM SUÇU
1. BİLİŞİM SİSTEMİ İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR
1.1. Bilişim
Wikipedia tanımına göre bilişim, bilgi ve hesaplamanın kuramsal temellerini ve bunların bilgisayar sistemlerinde uygulanabilmeleri sağlayan pratik teknikleri araştıran bir yapısal bilim dalıdır[1].
Öğretide bilişim kelimesi için birçok tanım yapılmıştır. Bu tanımların ortak noktası ise bilginin işlenmesi, aktarılması, depolanması ve bunların bilgisayar aracılığıyla yapılmasıdır.[2]
1.2. Bilgisayar
Günlük hayatımızdaki yeri oldukça büyük olan Bilgisayar, çeşitli tanımlara sahiptir. Bilgisayar kavramı için de wikipedia tanımına bakacak olursak bilgisayar, ‘’ kendisine programlama yoluyla komuta edilmiş bir dizi aritmetik ya da mantık işlemini otomatik olarak yapabilen bir makinedir. Bilgisayar sözcüğünün Aydın Köksal tarafından türetildiği ve 1969 yılından beri Türkçede kullanıldığı belirtilmektedir. Bilgisayarın eş anlamlısı ise kompüter sözcüğüdür.’’[3]
Tarihi boyunca karşımıza hep farklı formlarda çıkan bilgisayar, son yüzyıla girdiğimizde olağanüstü bir gelişim göstermiş olup, hayatımızı oldukça kolaylaştırmakla birlikte bir güvenlik sorununu da beraberinde getirmiştir. Bilgisayar sisteminin internet ağı ile birlikte başka sanal ortamlara da ulaşabilir olması, bahsettiğimiz bu güvenlik sorununun temel sebebini oluşturmaktadır.
1.3. Yazılım
Oxford sözlüğünde yer alan tanımına göre yazılım, program da denilen, bir bilgisayarı belirli işlevleri yerine getirmek üzere yöneten, bilgisayara ne yapacağını söyleyen, kodlanmış komutlar dizisidir.[4]
2. BİLİŞİM SUÇU
2.1. Bilişim Suçu Kavramı
Bilişim suçu kavramının tanımında bir birlik bulunmamaktadır. Bunun yanında her ülke bilişim suçlarının kapsamı farklı şekillerde düzenlemiştir. Bilişim suçları 1960’lı yıllarda Amerika’da ortaya çıkmıştır. Bu sebeple de ‘’bilişim suçu’’nu karşılayan terim, Amerika Doktrini hakimiyetinde ortaya çıkmış olup ‘’computer crime’’ olarak adlandırılmış ve genel olarak bu terim kullanılmıştır.
Türk doktrininde “bilgisayar suçları” ve “bilişim suçları” terimleri ağırlık kazanmaktadır. Ersoy, Akbulut, Aydın, Değirmenci gibi yazarlar bilişim suçları terimlerini kullanırken, Erem ve Yazıcıoğlu gibi yazarlar ise bilgisayar suçları terimini kullanmaktadır.[5] Bilişim suçları, henüz yeni bir suç tipi olmasından dolayı, tanımı açısından birlik sağlanabilmiş değildir. Bu suçlar, diğer suçlardan ayrılabilmesi için bazı kriterler çerçevesinde tanımlanmıştır.
Avrupa Ekonomik Topluluğu Uzmanlar Komisyonu’nun Mayıs 1983 tarihinde Paris toplantısında ortaya koyduğu tanıma göre ise bilişim suçları; “Bilgileri otomatik işleme tabi tutan veya verilerin nakline yarayan bir sistemle gayri kanuni, gayri ahlaki veya yetki dışı gerçekleştirilen her türlü davranış”tır. Olası birçok ihtimali kapsayan ve geniş bir açıdan değerlendirilen bu tanım, olayın hukuki boyutlarının yanında meslek ahlakını, sosyo-ekonomik toplumsal suçlarını içine alması sebebiyle önemlidir.[6]
Avrupa Ekonomik Topluluğu da bir tavsiye kararında bu suçları 5’e ayırmıştır. Buna göre bilişim suçları;
1- Bilgisayarda mevcut olan kaynağa veya herhangi bir değere gayri meşru şekilde ulaşarak transferini sağlamak için kasten bilgisayar verilerine girmek, bunları bozmak, silmek, yok etmek,
2- Bir sahtekârlık yapmak için kasten bilgisayar verilerine veya programlarına girmek, bozmak, silmek, yok etmek,
3- Bilgisayar sistemlerinin çalışmasını engellemek için kasten bilgisayar verilerine veya programlarına girmek, bozmak, silmek, yok etmek,
4- Ticari manada yararlanmak amacı ile bir bilgisayar programının yasal sahibinin haklarını zarara uğratmak,
5- Bilgisayar sistemi sorumlusunun izni olmaksızın, konulmuş olan emniyet tedbirlerini aşmak sureti ile sisteme kasten girerek müdahalede bulunmaktır.[7]
2.2. Bilişim Suçlarının İşlenme Şekilleri
Bilişim suçları işlendikten sonra fail tarafından arkada herhangi bir iz bırakılmamaktadır. Bununla beraber bu suçlar genellikle çok kısa biz zaman diliminde oluşur. Bu da klasik suçlardan farklı olarak, bilişim suçlarında maddi hareketin tespitini zorlaştırmaktadır.
Bilişim suçlarının uygulamadaki en yaygın işleniş şekilleri olarak aşağıdaki icra metotları sayılabilecektir;
2.2.1. DDos Saldırıları Denial Of Services – Distrubuted DosS Attacks
Bir sistemi belirli kapasite sınırlarının üstünde veriye maruz tutma yoluyla düzenlenen saldırılar sonucu kullanıcıların sisteme veya siteye girişinin engellenmesidir. Sisteme düzenli ve ani bir şekilde saldırı yaparak sistemin kullanılamaz hale getirilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
2.2.2. Truva Atı (Trojan)
Truva Atları adlı virüslerin sisteme ulaştırılmasıdır. Bu virüsler, sistemdeki ilgi çekici reklam ve içerikler yoluyla sisteme bulaşmaktadır.
2.2.3. Ağ Solucanları
Ağ solucanı, herhangi bir kullanıcı müdahalesine ihtiyaç duymadan kendi kendini çalıştırabilen ve kendisi bir kopyasını ağa bağlı olan diğer bilişim sistemlerine de kopyalayabilen bir programdır. Çoğunlukla iletişim ağında bulunan sistem operatörlerine yakalanmamak için bıraktıkları tüm izleri siler.[8]
2.2.4. Bilgisayar Virüsleri
Bilgisayar virüsleri işletim sisteminin ve makine dilinin verdiği olanaklar kullanılarak yazılan, kendi kendisini çoğaltabilen, kopyalarını çeşitli yöntemlerle başka bilişim sistemlerine ulaştırarak bu sistemleri de etkileyebilen yazılımlardır.[9]
2.2.5. Oltalama
Bu saldırılar, web sayfasının doğruluğu konusunda kullanıcıların aldatılması sonucu bilgilerin çalınması sonucu gerçekleştirilmektedir.
2.2.6. İstem Dışı Alınan Elektronik İletiler (Spam)
Kullanıcı e-postalarına çok sayıda istenmeyen şekillerde gönderilen e-postalardır.
2.2.7. Mantık Bombaları
Mantık bombaları, bilişim sistemlerinde veya ağlarında, daha önceden belirlenmiş özel durumların gerçekleşmesi durumunda zarar verici sonuçlar yaratan programlardır.
İKİNCİ BÖLÜM
5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNDA BİLİŞİM SUÇLARI
1. GİRİŞ
Bilişim suçları, 5237 s. Türk Ceza Kanununun ikinci kitabının üçüncü kısmının (Toplum Karşı Suçlar) Bilişim Alanında Suçlar başlıklı Onuncu bölümünde yer almaktadır.
Bu suçlar, ‘’Bilişim sistemine girme’’ başlıklı 243. madde, ‘’Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme’’ başlıklı 244. madde, ‘’Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması’’ başlıklı 245. maddelerde düzenlenmişlerdir.
2. BİLİŞİM SİSTEMİNE GİRME SUÇU (MADDE-243)
2.1. Genel Olarak
TCK’na göre, bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı girilmesi veya orada kalmaya devam edilmesiyle bu suç oluşur. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre de, suçu meydana getiren fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olması veya değişmesi halinde, bu suçun daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hali meydana gelmiş olur.
2.2. Korunan Hukuki Değer
Bu suç meydana getiren fiilerin icrası, öncelikli olarak Anayasa’da düzenlenen ‘’Özel Hayatın Gizliliği’’ne (m.20) aykırılık teşkil edecektir. Yani Anayasayla güvence altına bir hakkın ihlali söz konusu olacaktır.
Bu fiilin cezalandırılmasındaki korunan hukuki değer karma nitelik taşımaktadır. Öncelikle kişilerin özel hayatları korunmaktadır. Bilişim sistemlerinde yer alan bilgi, belge ve her türlü unsur kişinin özel alanında yer almakta ve bu özel alan hukuk düzenince korunmaktadır. Bu alana kişinin rızası dışında girilmesi hukuka aykırılık teşkil edip, özel hayatın gizliliğinin ihlalini teşkil edecektir.
Bunun yanında bilişim sistemlerinin güvenliği de korunmaktadır. Günümüzde alışverişten banka işlemlerine kadar birçok işlemin bilişim sistemleri üzerinden yaptığımızı göz önüne alacak olur isek, korunmaması halinde bilişim sistemlerine olan güven sarsılacak olup kullanımı bir hayli azalacaktır. Bu sebeple de bilişim sistemlerinin güvenliği muhakkak korunması gereken hukuki değer olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ayrıca bilişim suçları dışında, bu koruma bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılıp işlenebilen dolandırıcılık, hırsızlık gibi suçlar bakımından da önleyici bir işlev görmektedir.
2.3. Suçun Maddi Unsurları
2.3.1. Fail
Madde metninde, fiili meydana getirebilecek özneyi belirtmek için ‘’kimse’’ sözcüğü kullanılmıştır. Bu da suçun failinin herkes olabileceğini göstermektedir.
2.3.2. Mağdur
Ceza hukukunda mağdur, kendisine karşı işlenen suçtan dolayı doğrudan zarar gören kişi ya da bundan ekonomik bir kayba uğramış olan kişidir. Hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçunun mağduru, girilen bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olan kimsedir. Yani bu suç, mağduru bakımından bir özellik göstermediği için, söz konusu bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olan herkes bu suçun mağduru olabilecektir. Birden fazla kişinin de bir bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olabilmesi mümkündür. Bu durumda da hak sahiplerinin her biri bu suçun mağduru konumunda olacaktır.
2.3.3. Suçun Konusu
Ceza hukukunda suçun konusu, hareketin yönelik olduğu ve suç tipinde belirtilen konudur. Suçun hukuki konusu ise, işlenen fiille ihlal edilen hukuki menfaattir. Hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçunun konusu, hukuka aykırı olarak girilen bilişim sistemidir. Bu suçun hukuki konusu ise mağdurun kişisel verileri ve özel hayatının gizliliği gibi unsurlardır.
2.3.4. Fiil
Madde metnine göre suçun meydana gelebilmesi için fail tarafından bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına girilmesi ya da orada kalmaya devam edilmesi gerekmektedir. Buna göre failin bir bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmesi bu suçun meydana gelmesi için yeterlidir. Bunun yanında failin bir bilişim sisteminde hukuka aykırı olarak kalmaya devam etmesi de bu suçu meydana getiren fiil (hareket) olarak düzenlenmiştir.
2.4. Hukuka Aykırılık Unsuru
Ceza hukukunda hukuka aykırılık, meydana getirilen bir fiilin hukuk düzeni ile çelişki veya çatışma halinde bulunmasıdır. Kanunda suç olarak sayılan bir fiilin cezalandırılabilmesi için aynı zamanda hukuka aykırılık unsurunu içermesi gerekmektedir. Hukuka aykırı olmayan bir fiil cezai anlamda bir sonuç meydana getirmeyecektir.
Madde metninde de hukuka aykırılık unsuru özellikle tekrarlanmıştır. Kanunda bu şekilde hukuka aykırılığın ayrıca belirtildiği durumlara öğretide “hukuka özel aykırılık” denilmektedir[10].
Hukuka özel aykırılık halinin suç tipinde yer aldığı durumda hâkim, failin kastı dışında ayrıca bu özel aykırılığı da bilip bilmediğini, buna göre hareket etmeyi isteyip istemediğini de araştırmalıdır. Failin hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği tespit edilmedikçe, hukuka aykırılık unsuru ve dolayısıyla suç oluşmayacaktır[11]. Suçun tanımında özellikle hukuka aykırılığın dile getirildiği durumlarda o suç yalnızca doğrudan kast ile işlenebilmektedir.
Bir suçun meydana gelmesi için hukuka aykırılık unsurunun muhakkak bulunması gerekmektedir. Bazı durumlarda ise hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı söz konusu olmaktadır. Bu durumda hukuka aykırılıktan bahsedilemeyeceği için, her ne kadar suçun tanımındaki fiil (hareket) meydana getirilmiş olsa da, fail hukuka uygunluk sebebinden dolayı ceza almamaktadır. Hukuka uygunluk nedenleri; hakkın kullanılması, meşru savunma, ilgilinin rızası ve kanun hükmünün yerine getirilmesi durumlarıdır. Buna göre hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçunu meydana getiren fiiller gerçekleştirilirken söz konusu hukuka uygunluk nedenlerinden en az birinin olması durumunda artık hukuka aykırılık unsurundan bahsedilemeyeceği için suç oluşmayacaktır.
2.5. Suçun Manevi Unsuru
Manevi unsur, işlenen fiil ile fiili meydana getiren kişi arasındaki manevi bağdır. Bu bağın olmaması, söz konusu fiili suç olmaktan çıkaracaktır. Hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve sistemde kalma suçunun manevi unsuru da kasttır. Yani bu suç yalnızca kasten işlenebilmektedir.
Kast, suçun kanuni tanımındaki fiili bilerek ve isteyerek meydana getirmektir. TCK’da kast, doğrudan kast ve olası kast olarak düzenlenmiştir. Doğrudan kast, kastın bilme ve isteme unsurlarının birlikte bulunmasıdır. Olası kast ise, bilme ve isteme unsurlarından sadece bilme unsurunun bulunmasıdır. Yani olası kastta kişi suçun kanuni tanımındaki fiili her ne kadar istemese de öngörmekte, yani bilmektedir.
Bu suçun olası kastla işlenip işlenemeyeceği tartışma konusudur. Kanımca kanun maddesinde özellikle hukuka aykırılıktan tekrar bahsedilse de, bu suç olası kast ile de işlenebilir. Çünkü her ne kadar olası kast ile hareket eden fail bilişim sistemine hukuka aykırı bir şekilde istemeyerek girecek olsa da, öngörebildiği ve bildiği bir fiil ile bu suçun kanuni tanımındaki fiili meydana getirecek ve korunan hukuki değer bu şekilde ihlal edilmiş olacaktır.
2.6. Suçun Özel Görünüş Biçimleri
2.6.1. Teşebbüs
Teşebbüs bir kimsenin bir suçu işlemek için icrai hareketlere başlaması ama elinde olmayan nedenlerle sonucu elde edememiş olmasıdır. Hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme suçunun düzenlendiği kanun maddesinde suçun gerçekleşebilmesi için bir netice aranmamış olup, fiilin meydana gelmesi yeterli görülmüştür. Yani icra hareketlerinin tamamlanmasıyla suç meydana gelmiş olur. Failin icari hareketlere başlaması ve elinde olmayan sebeplerle bu icari hareketleri tamamlayamaması halinde de bu suça teşebbüs söz konusu olacaktır. Bilişim sistemine girmek için gerekli işlemlerin yapıldığı, örneğin güvenlik sisteminin çözülmeye çalışıldığı sırada elektriğin kesilmesi ya da internet üzerinden girilmek istenen bir sistemin kullanıcısı tarafından kapatılması durumunda, faile suça teşebbüsün düzenlendiği maddedeki orana göre cezası hafifletilerek verilecektir[12].
Failin bilişim sistemine girdikten sonra kendi iradesiyle sistemden çıkması ihtimalinde de TCK md. 36’da ifade edilen gönüllü vazgeçme hükümleri söz konusu olacağından neticenin gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o suça ait ceza ile cezalandırılır[13].
2.6.2. İştirak
İştirak, bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişi tarafından fikir ve eylem birliği içinde birlikte suç işlenmesidir. Türk Ceza Kanununda fiilin işlenişi üzerindeki hakimiyet ölçüt alınmıştır. Buna göre de iştirak şekilleri faiillik, azmettirme ve yardım etme olarak düzenlenmiştir. Bu suç üzerinde de iştirak bakımından bir özellik söz konusu değildir. İştirak türlerinin hepsinin gerçekleşmesi mümkündür.
2.6.3. İçtima
İçtima, birden çok suçun bulunduğu bazı durumlarda, genel kural olan her bir suçtan sorumluluk yerine, birden çok suçun tek suçta toplanmasıdır. TCK’da suçların içtimaı; bileşik suç, zincirleme suç ve fikri içtima olarak düzenlenmiştir.
TCK’nun Zincirleme Suç başlıklı 43. maddesine göre ‘‘Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir.’’ Bu suç açısından da, bir suç işleme iradesi ile farklı zamanlarda hukuka aykırı olarak bir bilişim sistemine girilmesi durumunda zincirleme suç meydana gelecek ve bir suçtan cezaya hükmedilecektir.
TCK’nun Fikri İçtima başlıklı 44. maddesinde göre de ‘‘İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.’’ 135. maddede düzenlenen “kişisel verilerin kaydedilmesi veya ele geçirilmesi” suçunun bilişim sistemlerine girmek suretiyle işlenmesi durumunda faile yalnızca 135. maddede öngörülen ceza verilecektir. Bu suç tipi aynı zamanda TCK’da düzenlenen diğer bilişim suçları için geçit olma özelliği taşımaktadır.
2.7. Suçun Nitelikli Şekli
2.7.1. Cezayı Hafifletici Sebepler
TCK’nun 243. maddesinin 2. fıkrasına göre; ‘’ Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir.’’ Bedeli karşılığı yararlanılabilen sistem kavramından; , internet üzerinden ücret karşılığı hizmet veren web siteleri, “internet kafe”64 gibi yerlerde olduğu üzere belirli bir bedel karşılığı bilişim sisteminin kiralanması, bir kuruluş tarafından belli bir sistemin bedel karşılığı sunulması (Örneğin yapılan anlaşma gereği kişilerin cep telefonuna bilişim sistemi üzerinden reklâm amaçlı mesaj gönderilmesi) ve belli bir zaman ya da dönem sınırlamasıyla internet bağlantı servisinin sağlanması durumları anlaşılabilir[14].
2.7.2. Cezayı Ağırlaştırıcı Sebepler
TCK’nun 243. maddesinin 3. fıkrasına göre; ‘’Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ Yani hukuka aykırı bilişim sistemine girme veya sistemde kalma sonucunda söz konusu sistemdeki veriler yok olur veya değişirse bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası yerine altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
3. SİSTEMİ ENGELLEME, BOZMA, VERİLERİ YOK ETME VEYA DEĞİŞTİRME SUÇU (MADDE-244)
3.1. Genel Olarak
TCK’nun 244. maddesinin 1. fıkrasında bir bilişim sisteminin engelleme ve bozma fiilleri düzenlenmiştir. 2. fıkrasında ise bir bilişim sistemindeki verile bozma, yok etme, değiştirme, erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme ve var olan verileri başka bir yere gönderme fiilleri düzenlenmiştir. Maddenin 3. ve 4. fıkralarında da bu suçun nitelikli hali düzenlenmiştir.
3.2. Korunan Hukuki Değer
Bu suç meydana getiren fiilerin icrası, öncelikli olarak Anayasa’da düzenlenen ‘’Özel Hayatın Gizliliği’’ne (m.20) aykırılık teşkil edecektir. Yani Anayasayla güvence altına bir hakkın ihlali söz konusu olacaktır.
244. maddenin 1. fıkrası söz konusu bilişim sisteminin kendisini korumaktadır. Yani 1. fıkrada donanımsal bir koruma söz konusudur. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise bilişim sistemindeki veriler koruma altına alınmıştır. Bu madde ile korunmaya çalışılan hukuki değer, bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olan kişinin kişisel verileri ve özel hayatıdır. Bilişim sistemlerinde yer alan bilgi, belge ve her türlü unsur kişinin özel alanında yer almakta ve bu özel alan hukuk düzenince korunmaktadır. Bu alana kişinin rızası dışında girilmesi hukuka aykırılık teşkil edip, özel hayatın gizliliği ve kişisel veri ihlalini teşkil edecektir.
3.3. Suçun Maddi Unsurları
3.3.1. Fail
Madde metninde, fiili meydana getirebilecek özneyi belirtmek için ‘’kişi’’ sözcüğü kullanılmıştır. Yani madde metninde bu suçun faili için özel bir düzenleme yapılmamıştır. Bu da suçun failinin herkes olabileceğini göstermektedir.
3.3.2. Mağdur
Madde metninde mağdur açısından da özel bir düzenleme yapılmadığı için bu suçun mağduru da herkes olabilecektir. Söz konusu bilişim sistemi üzerinde hak sahibi olan herkes bu suçun mağduru olabilir.
3.3.3. Suçun Konusu
Ceza hukukunda suçun konusu, hareketin yönelik olduğu ve suç tipinde belirtilen konudur. Suçun hukuki konusu ise, işlenen fiille ihlal edilen hukuki menfaattir. Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun konusu, hukuka aykırı olarak girilen bilişim sistemi ve mağduru kişisel verileri ile özel hayatıdır.
3.3.4. Fiil
Maddenin 1. fıkrasında bir bilişim sisteminin engelleme ve bozma fiilleri düzenlenmiştir. 2. fıkrasında ise bir bilişim sistemindeki verile bozma, yok etme, değiştirme, erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme ve var olan verileri başka bir yere gönderme fiilleri düzenlenmiştir. Suç tipi bu fiiller için oluşturulmuştur.
3.4. Hukuka Aykırılık Unsuru
Ceza hukukunda hukuka aykırılık, meydana getirilen bir fiilin hukuk düzeni ile çelişki veya çatışma halinde bulunmasıdır. Kanunda suç olarak sayılan bir fiilin cezalandırılabilmesi için aynı zamanda hukuka aykırılık unsurunu içermesi gerekmektedir. Hukuka aykırı olmayan bir fiil cezai anlamda bir sonuç meydana getirmeyecektir.
Bir suçun meydana gelmesi için hukuka aykırılık unsurunun muhakkak bulunması gerekmektedir. Bazı durumlarda ise hukuka uygunluk sebeplerinin varlığı söz konusu olmaktadır. Bu durumda hukuka aykırılıktan bahsedilemeyeceği için, her ne kadar suçun tanımındaki fiil (hareket) meydana getirilmiş olsa da, fail hukuka uygunluk sebebinden dolayı ceza almamaktadır. Hukuka uygunluk nedenleri; hakkın kullanılması, meşru savunma, ilgilinin rızası ve kanun hükmünün yerine getirilmesi durumlarıdır. Buna sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunu meydana getiren fiiller gerçekleştirilirken söz konusu hukuka uygunluk nedenlerinden en az birinin olması durumunda artık hukuka aykırılık unsurundan bahsedilemeyeceği için suç oluşmayacaktır.
3.5. Suçun Manevi Unsuru
Manevi unsur, işlenen fiil ile fiili meydana getiren kişi arasındaki manevi bağdır. Bu bağın olmaması, söz konusu fiili suç olmaktan çıkaracaktır. Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçunun manevi unsuru da kasttır. Yani bu suç yalnızca kasten işlenebilmektedir.
Kast, suçun kanuni tanımındaki fiili bilerek ve isteyerek meydana getirmektir. TCK’da kast, doğrudan kast ve olası kast olarak düzenlenmiştir. Doğrudan kast, kastın bilme ve isteme unsurlarının birlikte bulunmasıdır. Olası kast ise, bilme ve isteme unsurlarından sadece bilme unsurunun bulunmasıdır. Yani olası kastta kişi suçun kanuni tanımındaki fiili her ne kadar istemese de öngörmekte, yani bilmektedir.
Kanımca bu suç olası kast ile de işlenebilecektir. Bir bankanın bilişim sistemine girilerek hesap kayıtlarının değiştirilmesi halinde, bu fiilden bankanın yanı sıra bankada kayıtları bulunan hesap sahiplerinin de zarar görmesi kuvvetle muhtemeldir[15].
3.6. Suçun Özel Görünüş Biçimleri
3.6.1. Teşebbüs
Teşebbüs bir kimsenin bir suçu işlemek için icrai hareketlere başlaması ama elinde olmayan nedenlerle sonucu elde edememiş olmasıdır. Failin icari hareketlere başlaması ve elinde olmayan sebeplerle bu icari hareketleri tamamlayamaması halinde de bu suça teşebbüs söz konusu olacaktır. Bu suçun da teşebbüs aşamasında kalması mümkündür. Örneğin bir bilişim sistemine virüs gönderilmesi ve bu virüslerin henüz bilişim sistemine zarar vermeden sistemin sahibi tarafından fark edilip temizlenmesi halinde suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.
3.6.2. İştirak
İştirak açısından özel bir düzenleme getirilmediği için genel hükümlere göre değerlendirme yapılacaktır.
3.6.3. İçtima
İçtima, birden çok suçun bulunduğu bazı durumlarda, genel kural olan her bir suçtan sorumluluk yerine, birden çok suçun tek suçta toplanmasıdır. TCK’da suçların içtimaı; bileşik suç, zincirleme suç ve fikri içtima olarak düzenlenmiştir.
TCK’nun Zincirleme Suç başlıklı 43. maddesine göre ‘‘Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir.’’ Bu suç açısından da, bir suç işleme iradesi ile farklı zamanlarda sistemin engellenmesi, bozulması, verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi durumunda zincirleme suç meydana gelecek ve sadece bir suçtan cezaya hükmedilecektir.
Ayrıca TCK’nun 243. maddesinde düzenlenen ‘’Bilişim Sistemine Girme’’ suçu, ‘’Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme’’ suçu açısından geçit suç niteliğinde olacaktır. Nitekim söz konusu fiilleri gerçekleştirebilmek için öncelikle Bilişim Sistemine girmek ve orada kalmak gerekmektedir. Bu durumda fail yalnızca 244. maddeye göre ceza alacaktır, yani ‘’Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme’’ suçundan cezaya hükmolunacaktır.
3.7. Suçun Nitelikli Şekli
TCK’nun 244. maddesinin 3. fıkrasında suçun ağırlaştırıcı nedeni düzenlenmiştir. Buna göre bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
4. BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇU (MADDE-245)
4.1. Genel Olarak
TCK’nun 245. maddesinin 1. fıkrasına göre, bir kimsenin bir başkasına ait banka veya kredi kartını, her ne suretle ele geçirmiş olursa olsun, kart sahibinin veya kartın verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bu kartı kullanması, kullandırması veya bir başkası lehine yarar sağlaması durumunda bu suç oluşacaktır.
Aynı maddenin 2. fıkrasında ise başka hesaplarla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üretenin, satanın, devredenin, satın alanın veya kabul edenin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
4. fıkrada şahsi cezasızlık sebepleri sayılmıştır. Şahsi cezasızlık sebepleri, suç işlendiği anda objektif olarak mevcut olan hallerdir. Bu durumda eylem suç olmaktan çıkmayacaktır ancak faile ceza verilmez.
4.2. Korunan Hukuki Değer
Bu suçta korunan hukuki değer, banka veya kredi kartının sahibinin veya hamilinin malvarlığı değeridir.
4.3. Suçun Maddi Unsurları
4.3.1. Fail
Madde metninde, fiili meydana getirebilecek özneyi belirtmek için ‘’kimse’’ sözcüğü kullanılmıştır. Bu da suçun failinin herkes olabileceğini göstermektedir. Başkasına ait olan banka veya kredi kartını eline geçirerek rıza dışı kullanmak suretiyle yarar sağlayan kimse, bu suçun failidir[16].
4.3.2. Mağdur
Madde metninde mağdur açısından bir özellik aranmamıştır. Bu sebeple bu suçun mağduru da herkes olabilir. Burada suçun mağduru malvarlığında azalma olan kimsedir.
4.3.3. Suçun Konusu
Bu suçun konusu hakkında doktrinde tartışmalar mevcuttur. Bazı yazarlara göre bu suçun konusu üzerinde işlendiği malvarlığıdır. Birtakım yazarlara da göre de kanundaki fiiller ile elde edilen her türlü yarar bu suçun konusunu oluşturmaktadır.
4.3.4. Fiil
Kanun maddesindeki tipikliğe göre suçun işlenebilmesi için her ne şekilde elinde bulunduruyorsa bulundursun, ilgilinin rızası olmaksızın söz konusu kredi veya banka kartının kullanılması, kullandırtılması ve başkasına yarar sağlanması fiilerinin icra edilmesi gerekmektedir.
4.4. Hukuka Aykırılık Unsuru
Bu suç için herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin söz konusu olması mümkün değildir. Her ne kadar ilgilinin rızası bir hukuka uygunluk sebebi gibi görülecek olsa da, madde metninde özellikle ‘’kişinin rızası olmaksızın…’’ diye belirttiği için, ilgilinin rızasının olması halinde tipiklik gerçekleşmemiş olacağından hukuka uygunluk sebebi olarak da değerlendirilemeyecektir.
Hakkın kullanılması açısından değerlendirecek olur isek; bu suç yalnızca bir başkasına ait kredi ya da banka kartı üzerinde işlenebilecek bir suç olup, bir kimsenin bir başkasının kredi veya banka kartı üzerinde hak sahibi olması mümkün değildir. Bu sebeple bu suç tipinde hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebebi olamayacaktır.
4.5. Suçun Manevi Unsuru
Bu suç kasten işlenebilecek bir suçtur. Fail söz konusu kredi veya banka kartını kullanırken bu kartın bir başkasına ait olduğunu ve kartın sahibinin rızasının olmadığını bilmeli ve sonucu da istemelidir.
4.6. Suçun Özel Görünüş Biçimleri
4.6.1. Teşebbüs
Bu suçta, haksız yarar sağlanmasıyla birlikte suç tamamlanmış olacaktır. Failin söz konusu kredi veya banka kartını kullanması ve elinde olmayan sebeplerle yarar sağlayamaması durumunda suç teşebbüs aşamasında kalacaktır.
4.6.2. İştirak
İştirak açısından özel bir düzenleme getirilmediği için genel hükümlere göre değerlendirme yapılacaktır.
4.6.3. İçtima
İçtima, birden çok suçun bulunduğu bazı durumlarda, genel kural olan her bir suçtan sorumluluk yerine, birden çok suçun tek suçta toplanmasıdır. TCK’da suçların içtimaı; bileşik suç, zincirleme suç ve fikri içtima olarak düzenlenmiştir.
TCK’nun Zincirleme Suç başlıklı 43. maddesine göre ‘‘Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir.’’ Bu suç açısından da, bir suç işleme iradesi ile farklı zamanlarda kanun metninde yazan tipik fiilerin icra edilmesi durumunda zincirleme suç meydana gelecek ve sadece bir suçtan cezaya hükmedilecektir.
4.7. Şahsi Cezasızlık Sebebi
245. maddenin 3. fıkrasında düzenlendiği üzere; ‘’Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın, c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin, zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.’’
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİLİŞİM SUÇLARINDA SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA
1. BİLİŞİM SUÇLARINDA SORUŞTURMA EVRESİ
1.1. Genel Olarak
CMK’na göre soruşturma, kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi ifade eder. Bilişim suçlarında da soruşturma evresi genel hükümlere göre işletilir.
1.2. Bilişim Suçlarında Delillerin Toplanması
Bilişim suçlarında delil toplanılacak yer yine bilişim sistemleridir. Toplanan bu delillere ‘’elektronik delil’’ denir. Bu suçlarında kendine özgü yapıları sebebiyle delillerinin toplanmasın bir hayli zordur. Her ne kadar fiziki delillerden farklı olarak dokunulabilen deliller olmasalar da, fiziki delillerle aynı değerlere sahiptirler. Bu elektronik deliller tıpkı fiziki deliller gibi değer görülüp genel hükümlere göre iddianame hazırlanır.
2. BİLİŞİM SUÇLARINDA KOVUŞTURMA EVRESİ
2.1. Genel Olarak
Karşımıza çıkacak ilk problem, klasik suçlardan ayrılan ve kendine özgü yapısı olan bilişim suçlarında yetkidir. Bilişim sistemlerinin kendi özellikleri göz önüne alınarak yetkili mahkeme belirlenmelidir.
2.2. Bilişim Suçlarında Yetkili Mahkeme
Yetki CMK’nun 12. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir. Birtakım yazarlara göre suçun işlendiği yer failin bilgisayarını kullandığı yer olmakla birlikte, mağdurun bilgisayarının kullanıldığı yerdeki asliye ceza mahkemesi de yetkili mahkeme olacaktır.
2.3. Elektronik Delilin Sunumu
Delillerin sunumu genel hükümler ile aynıdır. Ancak burada farklı olan tek şey, teknik bir konu olması sebebiyle sunulan delillerin bilimsel metotlarla elde edilmiş ve gerçekliği uzmanlarca teyit edilmiş olması gerekmektedir.
3. DAVA CEZA ZAMANAŞIMI
3.1. Genel Olarak
Dava zamanaşımı TCK’nun 66. maddesinde düzenlenen, suçun işlendiği tarihten itibaren belli bir süre içinde dava açılmaması yahut davanın açılmış olmasına rağmen bu belli süre içerisinde davanın sonuçlanmaması halinde ceza davasının düşmesi sonucunu doğuran bir kurumdur.
Ceza zamanışımı ise TCK’nun 68. maddesinde düzenlenen, ceza yargılamasının sonucunda verilen mahkumiyeti hükmünün infazının belli bir süre içerisinde gerçekleştirilmemesi halinde hükmedilen mahkumiyet kararının infazının artık gerçekleştirilmesinin mümkün olmamasını doğuran bir kurumdur.
Dava zamanaşımında devletin ceza verme hakkı ortadan kalkarken, ceza zamanaşımında yalnızca verilen cezanın infazı hakkı ortadan kalkmaktadır.
TCK’na göre dava zamanaşımı süresi öngörülen cezanın üst sınırına göre kanunda belirtilen esaslara göre her suç için ayrı ayrı tespit edilir. Ceza zamanaşımı ise hükmedilen cezaya göre TCK’nun 68. maddesinde belirtilen sürelere bakılarak tespit edilir.
3.2. Dava Zamanaşımı
Bilişim suçlarında her bir suçu ayrı ayrı değerlendirmek gerekmektedir.
3.2.1. Bilişim Sistemine Girme Suçu Dava Zamanaşımı
TCK’nun 243. maddesinde bu suç için 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca bu suç ‘’beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
3.2.2. Sistemi Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme Suçu Dava Zamanaşımı
TCK’nun 244/1 maddesinde bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişiiçin 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca bu suç ‘’5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
TCK’nun 244/2 maddesinde bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi için ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca bu suç ‘’5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.
TCK’nun 244/4 maddesinde ise yukarıda belirttiğimiz fiillerin icra edilmesi suretiyle kişinin kendisi veya başkası yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, 2 yıldan 6 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-d maddesi uyarında bu suç ‘’5 yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
3.2.3. Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu Dava Zamanaşımı
TCK’nun 245/1. maddesinde başkasına ait olan bir kredi veya banka kartının ele nasıl geçirilmiş olursa olsun kullanarak veya kullandırılarak kendisi veya bir başkasının yarar sağlayan kişi için 3 yıldan 6 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-d maddesi uyarında bu suç ‘’5 yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
TCK’nun 245/2. maddesinde başka banka hesapları ile ilişkilendirmek suretiyle sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi için 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 10.000 güne kadar adlî para cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-d maddesi uyarında bu suç da ‘’5 yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
TCK’nun 245/3. maddesinde ise sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi için, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 4 yıldan 8yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adlî para cezası öngörülmüştür. Buna göre TCK’nun 66/1-d maddesi uyarında bu suç da ‘’5 yıldan fazla ve 20 yıldan az hapis cezasını gerektiren suç’’ olduğu için dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
3.3. Ceza Zamanaşımı
Ceza zamanaşımı, yargılama sonucunda hükmedilen ceza süresine göre tespit edilir. Buna göre, bilişim suçlarında öngörülen en üst ceza 20 yıldan az olduğu için ceza zamanaşımı en fazla 20 yıldır. Ceza Zamanaşımı süreleri TCK’nun 68/1-d maddesine göre 5 yıldan fazla hapis cezalarında 20 yıl, 68/1-e maddesine göre de 5 yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında 10 yıldır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
ÖRNEK KARAR – 1
Yargıtay 5. Ceza Dairesi
2021/5606 E. , 2021/5525 K.
Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma ile başkasına ait banka veya kredi kartlarının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçlarından meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma esnasında, suç yeri itibarıyla dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair ... Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2016 tarihli ve 2016/152378 soruşturma, 2016/11199 sayılı yetkisizlik kararını müteakip, bu defa suça sürüklenen çocuk ... ve şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma esnasında şüpheli ... yönünden tefrik kararı verilerek suç yeri bakımından dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/11/2017 tarihli ve 2017/87459 soruşturma, 2017/3531 sayılı yetkisizlik kararını takiben, bu kez de suç yeri itibarıyla dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair ... Cumhuriyet Başsavcılığının 15/01/2018 tarihli ve 2017/215381 soruşturma, 2018/998 sayılı yetkisizlik kararı üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili savcılık olarak belirlenmesine ilişkin merci ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/01/2018 tarihli ve 2018/131 Değişik iş sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 28/11/2016 tarihli yetkisizlik kararını müteakip, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2017 tarihli ve 2016/82215 soruşturma sayılı tefrik kararı nedeniyle soruşturması ayrı yürütülen suça sürüklenen çocuk ... Kırmızıkuş hakkında yürütülen soruşturmaya ilişkin dosyanın suç yeri bakımından ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 23/11/2017 tarihli ve 2016/82215 soruşturma, 2017/3452 sayılı yetkisizlik kararı üzerine, merci ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/12/2017 tarihli ve 2017/689 Değişik iş sayılı Kararı ile ... Cumhuriyet Başsavcılığının yetkili savcılık olarak belirlenmesine ilişkin karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 161/7. maddesinde yer alan "Yetkisizlik kararı ile gelen bir soruşturmada Cumhuriyet savcısı, kendisinin de yetkisiz olduğu kanaatine varırsa yetkisizlik kararı verir ve yetkili savcılığın belirlenmesi için soruşturma dosyasını, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesine gönderir. Mahkemece bu konuda verilen karar kesindir." şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda ilk yetkisizlik kararının ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verildiği ve dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği, ancak ... Cumhuriyet Başsavcılığının da kendisini yetkisiz görerek dosyayı 28/11/2017 tarihli yetkisizlik kararı ile ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği anlaşılmakla, ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince, bu ikinci yetkisizlik kararından hemen sonra dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına en yakın ağır ceza mahkemesine gönderilerek yetkili savcılığın belirlenmesi gerektiği cihetle, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/01/2018 tarihli yetkisizlik kararının hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu gözetilerek, yetki uyuşmazlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına en yakın ağır ceza mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. Maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 01/04/2021 gün ve 94660652-105-34-3686-2021-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü: Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25/01/2018 tarihli ve 2018/131 Değişik iş sayılı Kararın CMK'nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin mercince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 10/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
ÖRNEK KARAR – 2
Yargıtay 4. Ceza Dairesi
2019/6271 E. , 2021/29779 K.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre ve yapılan incelemede:
Sanığa yükletilen şantaj, bilişim sistemine girme ve cinsel taciz eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
TCK'nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi'nin, 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafisinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılması biçiminde sair yönleri usul ve Kanun'a uygun olan HÜKÜMLERİN DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
ÖRNEK KARAR – 3
Yargıtay 22. Ceza Dairesi
2015/3457 E. , 2015/2550 K.
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-)Suça Sürüklenen Çocuk...hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Eylemin birden fazla gerçekleştirilmesi karşısında TCK'nın 43. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-)Suça sürüklenen çocuk ... hakkında bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre başka temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak; Sanığın bilişim sistemini kullanarak www.kontör burada.net adlı siteye şifresini ele geçirmek suretiyle girip, kendine ait iki hatta kontör yüklemesi şeklindeki eyleminde kastının malvarlığına yönelik olması nedeniyle, eyleminin TCK'nun 142/2-e maddesine uyan tek suç oluşturduğu gözetilmeyerek, ayrıca TCK 243/1. maddesinden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de; Suça sürüklenen çocuk müdafinin lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep etmesi, suça sürüklenen çocuğun yaşı da gözetilerek, hakkında TCK 50. maddesinin uygulanması zorunluluğu ile TCK 62. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olmakla, hükmün istem gibi BOZULMASINA, 24. 06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ÖRNEK KARAR – 4
Yargıtay 8. Ceza Dairesi
2021/13981 E. , 2021/22886 K.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü;
Suça sürüklenen çocuk hakkında başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama ve bilişim sistemine girme suçlarından kurulan hükümlere yönelik suça sürüklenen çocuk müdafinin; bilişim sistemine girme suçundan kurulan hükme yönelik ise yine Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin bulunduğu; kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik herhangi bir temyiz isteminin bulunmadığı anlaşılmakla;suça sürüklenen çocuk hakkında başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama ve bilişim sistemine girme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesinde; 5271 sayılı CMK.nın 286/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerin temyiz edilebileceği, 5271 sayılı CMK.nın 286/2-b maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerince verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını arttırmayan bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, suça sürüklenen çocuk müdafinin ve Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin 5271 sayılı CMK.nın 298. maddesi uyarınca REDDİNE, dosyanın 5271 sayılı CMK'nın 304/1. madde ve fıkrası gereğince Bursa 2. Çocuk Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine, 15.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
ÖRNEK KARAR – 5
Yargıtay 8. Ceza Dairesi
2020/4113 E. , 2021/20067 K.
Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 243/1, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 21/12/2011 tarihli ve 2011/447 esas, 2011/1114 sayılı kararının itiraz edilmeksizin 29/12/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 2016 yılı Aralık ayında işlediği kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün açıklanarak, 5237 sayılı Kanun’un 243/1, 62/1 ve 52/1-2. maddeleri gereğince 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2020 tarihli ve 2020/56 esas, 2020/97 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre; somut olayda sanığın, müştekinin adına sosyal medya hesabı açarak cinsel içerikli mesajlar ve müştekiye ait ev telefonu numarasını paylaşması şeklinde gerçekleşen eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesinde düzenlenen kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma suçundan ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.05.2020 gün ve 2020/4092 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04.06.2020 gün ve KYB/2020- 48938 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamına göre mağdurun adını ve soyadını kullanarak açtığı sahte ... hesabında, mağdura ait telefon numarasını yayımlayan ve mağdur tarafından yazılmış algısı doğuracak cinsel içerikli paylaşımlarda bulunan hükümlü ...’ün eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 136/1. maddesinde tanımlanan verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.02.2020 gün, 2020/56 Esas, 2020/97 sayılı Kararının CMK.nın 309. maddesi uyarınca aleyhe tesir etmemek üzere BOZULMASINA, müteakip işlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine, 02.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SONUÇ
İlk düzenlendiği zamanlarda pek de gerçekçiliği bulunmayan, düzenlenmesi elzem olmadığı düşünülen bilişim suçları, diğer adıyla siber suçlar, günümüzde oldukça önemli bir yere sahiptirler. Teknolojinin günden güne gelişmesi, bilişim sistemlerinin hayatımızın hemen hemen her alanında yer alması ve birçok kolaylık sağlaması, aynı zamanda bir suç ortamının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hayatımızı kolaylaştırdığı gibi suç işlenmesini de kolay hale getirmiştir.
Kendine özgü yapısı ve teknik özellikleri bulunan bilişim sistemlerinin kullanılmasıyla işlenen suçların yargılama süreci klasik suçlardan bazı farklılıklar göstermektedir. Gerek söz konusu suçla ilgili deliller, gerek yargılama süreci boyunca başvurulan metotlar klasik suçların yargılama sürecine göre daha teknik ve daha farklı olmaktadır. Bu da bilişim suçları üzerinde ayrıca çalışmalar yapılması ihtiyacını doğurmaktadır.
Günümüzde teknoloji bu kadar gelişmişken ve durmadan gelişim göstermeye devam ediyorken, hukuki düzenlemelerin de bu gelişime ayak uydurması ihtiyaç olmuştur. Bu kadar dinamik yapıya sahip bir alan olan bilişim sistemleri ve bilişim suçları, her geçen yıl üzerinde çalışılması gereken bir alan olarak karşımıza çıkmıştır. Teknoloji geliştikçe de bu ihtiyaç her zaman söz konusu olacaktır.
Av. Muhammed Dara Hakan
Van Barosu
2021 Avukatlık Stajı Bireysel Çalışması
Comments